
BARTIN TARİHİ
1. Adı
Bartın adını şehrin içinden geçen Bartın Irmağı’ndan almıştır. Antik çağlarda “Sular Tanrısı”, “Sular İlahı” veya “Muhteşem akan su” anlamına gelen “Parthenios” adı verilen Bartın Irmağı, zamanla “Parthenia” şekline dönüşmüş ve son olarak Bartın Irmağı ismini almıştır. Irmağın ismindeki değişikliklere paralel olarak Antik çağda Parthenios adı verilen Bartın ırmağının kenarında kurulan Bartın kentinin Parthenia adıyla anıldığı ve zamanla Bartın'a dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır.
2. İlk Çağlarda Bartın ve Amasra
Bartın’ın ilk sahiplerinin, M.Ö.14.yy.da Gaskalar ve M.Ö.13.yy.da Hititler olduğu kabul edilmekte, daha sonra Bolu Havalisine yerleşen Bitinyalılar ile Kastamonu Havalisinde hüküm süren Paflagonyalıların, sınırlarını Parthenios’a kadar genişlettikleri böylece Bartın topraklarının bu iki egemenliğin sınırları içinde yer aldığı bilinmektedir. M.Ö.12.yy. sonlarında Bithynie bölgesindeki Bartın Friglerin, Paplagonie Bölgesindeki Amasra ise Fenikelilerin eline geçmiş; Fenikeliler; Amasra (Sesamos), Ereğli (Heraklia), Sinop(Sinope) ve Tekkeönü’nde (Kromna) ilk Sayda Kolonilerini oluşturmuşlardır.
M.Ö. 9.yy.da Akdeniz’deki güç dengelerinin bozulmasıyla Fenikeliler ve ortakları Karyalılar Amasra ve Kromna’yı terkettiler. Bartın ve çevresi, M.Ö.7.yy. sonlarında Kimmerlerin, M.Ö.6.yy.da Lidyalıların, M.Ö.547 yılında da Perslerin hâkimiyetine girdi. 216 yıllık Pers döneminde Karadeniz Kolonileri Perslon dostluğu sayesinde uzun süre bu statülerini korudular.
M.Ö. 334 yılında, Makedonya Kralı İskender, Perslerin hâkimiyetine son vererek bölgenin sahibi oldu. Bartın ve Ulus’un yönetimini General Eumenes, Amasra ve Tekkeönü’nün yönetimini de Frigya Satrabına bıraktı. Ancak, Amasra yönetimi M.Ö.302–286 yılları arasında el değiştirerek Kraliçe Amastris tarafından yönetilmeye başlandı. M.Ö. 12. yy’dan beri Sesamos adıyla anılan kent 16 yıllık Kraliçe Amastris Döneminden sonra kraliçenin adını aldı. Bu dönemde; Kromna (Tekkeönü), Tios (Filyos-Hisarönü) ve Kyteros (Gideros) sitelerinden oluşan Symoikismos Siteler Birliğine Başkent oldu.
M.Ö.286 yılında Kraliçe Amastris, oğulları tarafından bindiği gemi batırılmak suretiyle öldürülünce kent yeniden Eumenes’ce yönetilmeye başlandı. Amasra ve Bartın çevresi yöredeki savaşlar sonrasında M.Ö.279 yılında Pontus Krallığının egemenliğine girdi.
3. Ortaçağda Bartın ve Amasra 
Bartın ve çevresi M.Ö. 390 yıllarında Hazar hükümdarı Sahip Han komutasındaki Peçenek ve Kumanların, M.S. 798 yıllarında Abdülmelik komutasındaki Müslüman Arapların, 800 yıllarında Selçukluların ve 865 yıllarında da Rusların yoğun akınlarına hedef oldu.
Türklerin yöreye ilgisi 1084 yıllarında başladı. Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in Komutanlarından Emir Karatigin 1084 yılında Sinop, Çankırı, Kastamonu ve Zonguldak’ı alarak yörede Bartın, Ulus, Eflâni, Safranbolu ve Devrek’i de kapsayan bir Türk Emirliği kurdu. Ancak, 1086 yılında Süleyman Bey’in ölümü ve 1096 yılında başlayan 1.Haçlı Seferleri, Kuzeybatı Anadolu’ya yerleşen Türkler açısından ciddi sıkıntılar yarattı. Haçlı müttefiklerle Bizans arasında yapılan anlaşma sonrasında başta Amasra, Sinop ve Ereğli olmak üzere İstanbul’dan Samsun’a kadar tüm Karadeniz sahili yeniden Bizans’ın hâkimiyetine girdi.
Bartın ve çevresi ise Bizans’tan sonra 11.yy sonlarında Anadolu Selçuklularının eline geçti. 200 yıllık Selçuklu döneminden sonra 1326’da Kastamonu yöresine hâkim olan Candaroğulları Beyliği ve 1392’den itibaren de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer aldı.
4. Osmanlı Döneminde Bartın
1402 yılında yapılan Ankara savaşı sonunda bir ara İsfendiyaroğlu Beyliği’nin eline geçen kent 1461 yılında tekrar Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir.
1460 yılına gelindiğinde, Bartın ve çevresi Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeydi. Amasra ise Ceneviz Kolonisi idi. Anadolu’da Türk birliğini sağlamak Cenevizlilerin elinde bulunan Karadeniz ticaretini ve denizyolunu ülkesine kazandırmak amacıyla Kuzey Anadolu Seferine hazırlanan Fatih Sultan Mehmet Han, ilk hedef olarak Amasra, Kastamonu ve Sinop’ seçti.
1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet Üsküdar’dan avlanmak bahanesiyle yola çıkarken, Mehmet Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması da denizden hareket etti. Fatih Sultan Mehmet Han, Bolu’ya geldiğinde Kastamonu ve Sinop yörelerine hâkim olan ve Candaroğulları Beyliği’nin devamı sayılan İsfendiyaroğulları Beyi İsmail Bey, padişaha kıymetli eşya göndererek bağlılığını bildirdi. Yoluna devam eden Fatih Ekim ayında Bartın’a gelip ordugâhını bugünkü Orduyeri’ne kurdu. Donanmayla haberleşme sağlayan haberciler, Donanmanın Amasra açıklarında göründüğünü bildirdiklerinde, Amasra üzerine yürüyen Fatih, Ceneviz Senyoru’ndan kan dökülmeden Amasra’yı teslim aldı.
Bartın, Osmanlı döneminin 1460–1692 yılları arasında Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlı Bolu Sancağı sınırları içinde yer aldı. Bolu Sancağının kaldırılmasıyla 1692–1811 yılları arasında Voyvodalıkla yönetilen Bartın, 1811 yılında da Kastamonu Vilayetine bağlı olarak yeniden kurulan Bolu Sancağına bağlandı.
Bu dönemde ticari potansiyeliyle bölgenin Pazaryeri olan ve Oniki Divan adını alan Bartın, 1867 yılında belediye teşkilatının kurulmasıyla ilçe oldu.
5. Cumhuriyet Döneminde Bartın
1920 yılında Zonguldak Mutasarrıflığına bağlanan Bartın’ın 1924 yılında Zonguldak’ın il olmasıyla birlikte bu ilin ilçesi haline gelmiştir. 7 Eylül 1991 tarihinde de 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla il statüsüne kavuşmuştur.
Bartın iline bağlı ilçelerden Osmanlı döneminde ilçe iken Cumhuriyetle birlikte bucak statüsüne düşürülen Amasra, 1987 yılında yeniden ilçe statüsüne kavuşmuş ve Zonguldak iline bağlanmıştır. 1991 yılında Bartın’ın il olmasıyla Amasra tekrar Bartın’a bağlanmıştır. Ulus 1944 yılında, Kurucaşile 1957 yılında ilçe olmuştur.
Bartın’ın halen Merkez, Amasra, Ulus ve Kurucaşile olmak üzere 4 ilçesi; Arıt, Kozcağız, Kumluca, Hasankadı ve Abdipaşa beldeleri olmak üzere 5 beldesi ve 264 köyü bulunmaktadır.