Hayatın en güzel anı, Herşeyden vazgeçtiğiniz zaman, Sizi hayata bağlayan dostlarınızın olduğunu düşündüğünüz andır .. !
     hukukiHukuk Arama Motoru
    
     Canlı Tv İzlemek i
     ÖZEL GÜVENLİK SİTESİ
     BARTIN
     ANA SAYFA
     OYUN
     SAKLI SAYFA
     DÖVİZ KURLARI
     LİNKLER
     HABERLER
     SPOR HABERLERİ
     HAVA DURUMU
     GAZETE MANŞETLERİ
     RESMİ GAZETE
     İLETİŞİM
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     FIKRALAR
     BAYRAM KARTLARI
     CANAN
     => Cesaretin Bittiği Yerde Esaret Başlar!
     => iki sey "Kalitesiz insan" in özelligidir :
     => DÜŞÜNÜRKEN YAPTIĞIMIZ SİSTEMATİK HATALAR
     => zangoçun karısı
     => TANRI VE 3 ERKEK
     => YAZAR BABAABİ
     => Bir Gülün Hikayesi
     => HALİL İBRAHİM BEREKETİ
     => KÖTÜ GÜNÜNDE
     => ERKEGIN VAZIFELERI:
     => Dört Soru, Dört Cevap
     => SEVGİ SİZE BAŞARI VE ZENGİNLİK GETİRECEKTİR
     => Peygamberimizi ağlatan hadisler
     => husu hali
     => DOST OLMAK
     => GAYE NUR OLABILMEK
     => KAPINA GELDİM
     => dost istersen
     => bakmasını bilen gözler
     => Bir anda uykudan kalktim
     => mevlana
     => BİR İNSANIN ÖMRÜ NE KADARDIR ?
     => Moralin niye bozuk?
     KURAN KERİM
     ANKET
     İLLER ARASI UZAKLIK
     CANLI MAÇ SONUÇLARI
     İLAHİLER
     KARADENİZ RADYOSU
    
     RESİMLER
     KARADENİZ



deniz - HALİL İBRAHİM BEREKETİ


Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış...
Büyüğü Halil...
Küçüğü ise İbrahim...
Halil, evli çocuklu.
İbrahim ise bekârmış...
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...
Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.
Bununla geçinip giderlermiş...
Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.
İkiye ayırmışlar...
İş kalmış taşımaya...
Halil, bir teklif yapmış:
İbrahim kardeşim; ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
Peki, abi demiş İbrahim...
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .
O gidince, düşünmüş İbrahim:
'Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine'
Böyle demiş ve
Kendi payından bir miktar atmış onunkine...
Az sonra Halil çıkagelmiş.
Haydi İbrahim!, demiş, önce sen doldur da taşı ambara.
Peki abi!
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola...
O gidince, Halil düşünür bu defa:
Der ki:
'Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
Ama kardeşim bekâr.
O daha çalışıp, para biriktirecek.
Ev kurup evlenecek.'
Böyle düşünerek,
Kendi payından atar onunkine birkaç kürek...
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider...
Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur.
Karanlık basar.
Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile...
Hak Teâlâ bu hali çok beğenir.
Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...
Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
Şaşarlar bu işe...
Aksine çoğalır buğdayları.
Dolar taşar ambarları.
Bugün 'Bereket' denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: 'Halil İbrahim Bereketi'dir...


HOŞGELDİNİZ








Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol